İlk canlılar olan prokaryositler ve milyonlarca sene zarfında evrimleştikleri ökaryositler kolonizasyon süreciyle hayatta kalmayı başardılar. İşte bu “bir araya gel ve yaşa” paradigması bütün hayvan türleri için hâlâ elzemdir. Memelilere, dolayısıyla da primatlarda hayatta kalabilmek için bir âile sisteminin varlığı ve mevcudiyeti gerek bireysel, gerek grup olarak, gerekse de tür olarak hayat arenasında ayakta kalabilmek açısından esasî özellik taşır. En temel saldırganlık ve cinsellik tarzları hemen hemen aynıdır ve evrimsel süreç içerisinde filogenetik psişe yoluyla arketipal kodlar hâlinde Homo sapiens sapiense de ulaşmıştır.

Toplumsal homeostazisin korunması, mertebeleşme, hiyerarşik yapılanma, kapsamlı ve kalıtsal sıhhâtin muhafazası için âile esasî rol oynar. Türlerin ekserisi poligamiktir ve evrimsel açıdan, bu Homo sapiens sapiens için de muhtemelen geçerlidir. Öte yandan, kültürel evrimi biyolojik evriminin önüne geçmiş tek hayvan türü insanoğludur. Muhtemelen bu sebepledir ki dünyada poliandrik, poligamik, monogamik ve karma âile şekilleri bu derecede yaygındır. Bu konferansta âile sisteminin sosyofizyolojik, evrimsel (hem biyolojik hem de kültürel) cihetleri tartışılacaktır.