20. yy' ın başlarında ilk önermeleri ortaya atılan ve kendisinden önceki bilgi ve bilim anlayışını ciddi biçimde sarsan tek kuram KUANTUM KURAMI dır. İnsanın , 'Gerçeklik', 'Gerçeğin Doğası', 'Özgürlük', 'Oluş', 'Zaman', 'Algı' gibi tüm soruları yada yanıtları, kuantum kuramının bambaşka yönlere doğru evrilmiştir. Üstelik bu evrilmenin Batı biliminden çok, Doğu'nun mistik öğretileri ile derin paralellikler göstermesi daha da ilginçtir. Öyle ki, kurama kurama ciddi katkıları olan kişiler ya inançlrı yüzünden kuramı yadsımış (A. Einstein gibi), ya da kuramın tuhaf tekinsizliğinde hayranlık ve huzursuzlukla büyülenmişlerdir. (Niels Bohr,John Wheeler gibi..).
Kuramın önemli ismi Niels Bohr şöyle der: 'gerçek dediğimiz her şey, gerçek sayılamayacak şeylerden yapılmıştır ve Kuantum Kuramı ile karşılaştığında dehşete kapılmayanlar sadece onu anlamayanlardır.'' Kuantum Fiziğinin katkıları en az fizik kadar, Felsefe, psikoloji ve hatta modern tıp ta görülmüştür. Ancak insanın içerisindeki bir şey, kuantum teorisini anlamak istemez, çünkü bu teori aklın, gözlemin , deneyin ve algının sınırlarını ciddi biçimde yerle bir eder. Size pasif davranan bir doğada boşlukta dans etme, çölde yitirdiğiniz yolu bedeviler gibi ezberinizdeki şiirlerle bulma yöntemidir kuantum teorisi, üstelik bulamama pahasına. Geçen yüzyılın son çeyreğinde biyolojik psikiyatrinin etkinlik alanını artırması, reçete ve ödevlere dayanan ve terapisti teknikere indirgeyen, teknik yönelimli terapilerin popülerleşmesi olgusuna rağmen terapistlerin yeni bir düşünsel arka plana ihtiyaçlarýı vardır. Çünkü insanın 'Ruhsallık' arayışı artmakta ve paradigma değiþimişden muzdarip teorik yapılar ve pratik duruşlar etkisini çok fazla sürdüremeyeceğe benzemektedir. Davranış, biliş, bilinçdışı kavramları bolca kullanılırken, ruh sağlığı alanında çalışanlar, varoluş gerekçesi olan 'Bilinç' konusuna hayli mesafeli durmaktadırlar. Bilinç nedir, nasıldır, nerededir soruları ağırlıkla felsefenin alanında kalmıştır. Yeni Fiziğin, Kuantum Kuramı ve Kaos Teorisi dolayımı ile diğer bilimler üzerindeki etkisi bir başka duruş noktası sunmaktadır. Artık ağırlık, parçadan organizasyona (semptomdan süreçe), nesneden ilişkiye (hastadan , ilişki ağlarının dinamik yapısına) kaymaktadır.
Kuantum Kuramı bir METAFOR olarak terapi, terapist, ilişki ve patoloji üzerine bir düşünce deneyi olabilir. Şifacı şamanlardan Zen Koanlarına,mitolojik aşk öykülerinden Kaos Teorisine, Kozmolojiden psikiyatrinin politikasýna, ilişkiden patolojiye, bilincin doğasından bilinçdışının dışına, yapay zekadan genetik kayıtlara, sibernetikten meditasyona, lineer olandan meditasyonun sarmal doğasına, düşünebileceğiniz bir çok şey kuantum pazarında.... Terapi, terapist ilişki üzerine kozmik bir şekerleme....
|